f1teknik.net
Image default
İnceleme

Vettel’in Prost-Ferrari İlişkisindeki Benzerlikleri

2020 Formula 1 sezonunun en büyük hikayelerinden birisi de dört kez dünya şampiyonu Vettel’in zor geçen yılın ardından Ferrari ile yollarını ayırması oldu.

Sebastian Vettel’in Ferrari sorunu kulağa tanıdık gelmiş olabilir çünkü 1991 yılı sonunda Alain Prost da benzer şekilde İtalyan ekibinden gönderilmişti.

Prost ayrılığın ardından 1993 yılında Williams ile dördüncü dünya şampiyonluğunu kazansa da aslında hikayede benzerlikler oldukça fazla.

Vettel’in kaderi 2020 sezonunun başından belliydi, Prost ise 1991 başında yeni bir sözleşme imzalamasına rağmen sezonun son yarışına kadar kovulacağını bilmiyordu.

Temel farklılıklardan başka çok fazla benzerlik de söz konusu.

Rekabet Eksikliği

Galibiyetler ve dünya şampiyonlukları pek çok sorunu gizleyebilir fakat zayıf performans bu sorunların büyümesine ve onarılamaz hale gelmesine yol açar.

Çok konuşulmasa da işler iyi giderken bile pilotlar ve takımların aralarının bozulması nadir görülen bir durum.

2020 yılında aldığı üç podyumla şampiyonayı altıncı sırada tamamlayan Ferrari 1980 sezonundan sonra en kötü sezonunu geride bıraktı. Ferrari galibiyet alamadığı 1991 sezonunda bile aldığı sekiz podyumla markalar şampiyonasını üçüncü tamamladı ve ön grupla olan tempo farkı 2020 yılıyla neredeyse aynıydı. Hatta fark çok büyük olmasa da %0.063 oranında öne bölüme daha yakındı.

Politika

Ferrari politik anlamda her zaman oldukça yüklü bir organizasyona sahip ve işler kötüye giderken bu iki katına çıkıyor. Vettel, Ferrari’de birkaç rejim değişikliğine gitti. Başlangıçta Luca di Montezemolo tarafından kurulan ve Marco Mattiacci’nin liderliğindeki takıma katılan Alman pilot 2015 yılındaki ilk iş gününde çok farklı bir manzarayla karşılaştı. Montezemolo’nun yerini alan Sergio Marchionne takım patronu olarak Maurizio Arrivabene’yi göreve getirdi ve bu ittifak hikayeye üç galibiyetle başladı.

2019 başında Marchionne’nin ölümü bir takım şeyleri değiştirdi, Mattia Binotto takım patronu oldu. Binotto’nun rolünde istikrar olsa da takımın yapısını ilgilendiren iç değişiklikler vardı.

Prost ise Cesare Fiorio önderliğindeki takıma katılmasının ardından liderlik mücadelesine de katlanmak zorunda kaldı ve Claudio Lombardi, Piero Ferrari ve Marco Piccinini hükümdarlığı tarafından kovuldu. Öyle ki 1991 sezonunun sonuna doğru Prost’un “oyuncu/menajer” rolünü üstlenmesiyle ilgili bir takım konuşmalar olsa da Prost’u kovmaya karar veren yönetimin de birkaç hafta sonra işine son verildi.

Vettel için asla böyle bir rol biçilmedi fakat istikrarsızlık ve belirsizlik ister 20. isterse 21. yüzyılda olsun Ferrari’nin ortak teması gibi görünüyor.

Motor Zayıflığı

Geçen yıl sıralama turlarında elde ettikleri devasa gücün nasıl elde edildiğine dair bazı şüphelerin ortaya çıkmasıyla yayınlanan teknik direktifler ve FIA-Ferrari arasında yapılan gizli anlaşma sonucu İtalyan ekip bütün avantajını kaybetti. Bu da Ferrari’ye 50 beygirlik bir kayba neden oldu.

Ferrari’nin 1991 yılında kullandığı 3,5 litrelik V12 Tipo 291 motor hakkında bu kadar tartışmalı olmasa da onları sınırlayan bir faktördü. 2020’de maksimum güç Ferrari için sorundu fakat 1991’de özellikle Williams’ın motor partneri Renault’un kaydettiği ilerleme düşünüldüğünde asıl sorun sürülebilirlik eksikliğinden kaynaklanıyordu.

2016 yılında Maurice Hamilton ve Prost’un ortak yazdığı kitapta Ferrari tasarımcısı Steve Nichols “ 1990-91’de Ferrari motoru için tek önemli konu vardı: maksimum güç. Sürülebilirlik hakkında konuştuğunuzda onların gözünde sizi anlamadıklarını görebiliyordunuz.” Diyordu.

Güven Eksikliği

Vettel 2020 sezonunun başında Ferrari’nin kendisine 2021 ve sonrası için sözleşme teklif etmemesi nedeniyle değil aynı zamanda yönetimin davranış biçiminden de memnun olmadığını gizlemek için pek çaba sarf etmedi.

Beklenmedik bir şekilde artık O’na ihtiyacımız yok diyerek her iki tarafın anlaşmaya varamadığını açıklayan takım patronu Mattia Binotto’nun yaklaşımını ilk fırsatta dile getiren Vettel bir nevi bunu kanıtlamış oldu.

Ferrari’nin, Vettel’in hem iyi anlaştığı hem de üstünlük kurduğu Kimi Raikkonen’in yerine Charles Leclerc’i getirme kararı bazı şeylerin değiştiğinin göstergesi gibiydi. Leclerc’in 2019 sezonundaki performansı da Vettel’in ikinci plana atılması konusunda İtalyanlar’ın işini kolaylaştırdı.

Bütün bunlar yaşanırken Vettel emekli olmayı bile düşündüğünü söyledi. Alman pilot kaderini kabullenip sporda yapması gerektiği şeyler olduğuna inandığı için Aston Martin’den gelen teklifi kabul etti.

Prost’un durumu biraz daha farklıydı hatta aşırı da denebilir. 1990 yılında Ferrari’ye katıldığında Nigel Mansell’in takımında göze batan birisiydi fakat sonra kendi takımını oluşturdu ve bu Mansell’in ayrılmasına neden oldu.

Ferrari takımının Vettel’e olan güven eksikliği 2017 Singapur GP’nin startında yaşanan kazadan kaynaklanıyordu. Prost ise üstün performansına rağmen Ferrari’yi sürekli eleştirmesinden dolayı istediği desteği alamamıştı.

Stratejik Anlaşmazlıklar

Vettel 2020 sezonunda Ferrari’nin sık sık yavaş pit stoplar yapmasının yarış içerisinde işini daha da zorlaştırdığını yüksek sesle dile getirmeye başladı.

Prost tarafında ise en ünlü olay 1991 İspanya GP’inde gerçekleşti. Oldukça kötü koşulların olduğu yarışa Prost slick lastikler ile başlamak istedi fakat Ferrari pit duvarı bu teklifi kabul etmedi ve Fransız pilotu olası bir galibiyetten mahrum bıraktı.

Prost açısından zaten kırılma noktasına gelen bir ilişkinin işareti gibiydi. Vettel tarafında ise ne kadar yorgun olduğunun kanıtıydı.

Basınla İlişkiler

Vettel, Ferrari’ye karşı olan eleştirilerinde geri adım atmadı ve her fırsatta bunu dile getirme yoluna gitti. Ferrari resmi açıklamanın ardından muhtemelen Vettel’in daha sakin kalacağını ve sezonu bu şekilde tamamlayacağını umdu fakat Vettel böyle davranmamakla hiç ilgilenmedi.

Prost da Ferrari’nin kültürel eksikliklerini dile getirmek konusunda acımasız derecede dürüsttü. Üslubu biraz farklıydı, 1990 sezonunda şampiyonluk mücadelesinde geri kalmasına neden olan temel sorunlara odaklanması Maranello’daki bazı grupların hoşuna gitmedi.

Prost’un 1991 Japonya Grand Prix’inden sonra Ferrari’yi bir kamyona benzettiği için kovulduğu söylendi. Aslında konu yarış boyunca yaşadığı amortisör arızasından kaynaklı aracın verdiği hissiyatla alakalıydı. Ancak ayrılmasının nedeni olarak yanlış bir alıntı yapılması kelimelerin nasıl yankılandığının gösteriyor.

“Proje” Takımı Fırsatı

Birden fazla dünya şampiyonluğu nadir bulunan bir üründür ve Eylül ayında Racing Point (Aston Martin)’ in Vettel ile sözleşme imzaladığını açıklaması sürpriz olmadı. Yükselmekte olan ve hali hazırda iyi sonuçlar almak için yeterli seviyede bulunan bir takıma katılma şansı açıkçası kaçırılmayacak bir fırsattı.

1992 yılında Ferrari’den ayrılan Prost da benzer bir teklif aldı. Ligier için test yaptı, etkileyici tur zaman turları elde etti ve Renault motoru ile birlikte Fransız milli takımı olarak adlandırılan ekibe katılmak konusunda düşünme fırsatı oldu.

Asla gerçekleşmemiş bir birliktelik olsa da Prost buradan hisse sahibi olacaktı fakat finansal sorunları zamanında çözemeyince teklifi geri çevirdi. Muhtemelen akıllıca bir hareket oldu.

Büyük Farklılık

Prost ve Vettel hikayesinin dramatik şekilde ayrıldığı nokta pist üstünde gösterdikleri performans.

Vettel’in Ferrari ile olan son sezonu F1 kariyerinin en kötüsüydü, Türkiye’de aldığı üçüncülük ve istikrarlı sorunlar. Hala muazzam bir hıza ve yeteneğe sahip olduğu gerçek fakat pahalıya mal olmuş çok fazla hata yaptığı da unutulmamalı.

Prost’un ise farklı bir hikayesi oldu. 1991 yılına ait en hatırlanabilir anısı Imola yarışının formasyon turunda spin atıp yarış dışı kalmasıydı. Bunun dışında iyi bir performans sergiledi.

Vettel şahlanan at ile dünya şampiyonu olabilmek için Ferrari rüyasının birkaç yıl daha devam etmesini isterdi. Alman pilotun Ferrari aşkı lekelenmedi fakat Prost Maranello’dan daha kötü anılarla ayrıldı.

En önemli Vettel sezonun son yarışı Abu Dhabi’de yarışın ardından pite dönerken Ferrari’ye telsizden söylediği şarkı il veda etti. Prost ise böyle bir şansa asla sahip olmadı.

kaynak: the-race.com